Alkollü Araç Kullanarak Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
Araç sürücülerini kontrol etmek için kimi zaman ve yerlerde yapılan trafik kontrolünde alkollü çıkmak, sürücüler için bazı sorunlar doğacağı anlamına gelmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, alkol etkisi altında araç kullanmak, hem araç sürücüsü, hem araçtaki diğer kişiler, hem trafikteki diğer araç ve kişiler için tehlike yaratabilecektir. Bu nedenle alkol etkisi altında iken araç kullanmamaya dikkat edilmelidir.
Kanunkoyucu da bu anlayış doğrultusunda, genel kural olarak alkollü araç kullanmayı yasaklamış, buna ilişkin de birtakım kriterler getirmiştir. Nitekim hukuk devleti olmanın gereği olarak, izin verilmeyen bir eyleme uygulanacak yaptırımlar belirli olmalı ve hangi hallerde bu yaptırımların uygulanıp hangi hallerde uygulanmayacağının düzenlenmiş olması gerekmektedir. Bu yüzden ilgili kanun ve yönetmelik hükümlerinde bu husus düzenlenmiştir.
Diğer makalelerimiz için buraya tıklayabiliriniz.
Alkolün Tespit Yöntemi
Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre bu maddelerin etkisi altında karayollarında araç sürmek yasaktır.
Yine bu maddede, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla kolluk görevlilerinin teknik cihazlar kullanabileceği düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre sürücülerin alkol oranlarının tespitinde; tarih, saat ve ölçüm sonucu ile cihaza ait seri numarasını gösterir çıktı verebilen ve kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanılır.
Ancak bu yetki, her durumda kişiye zorla ölçüm yapılması yetkisi vermemektedir. Bazı hallerde sürücüler, daha önce de alkollü bir şekilde araç kullandığı tespit edilmişse ya da çok yüksek oranda alkol almışsa ve Alkollü Araç Kullanarak Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu işlememiş olmak için, alkol ölçümünden kaçınmak isteyebilmektedir. Ölçüm yapılması zorunluluğu içeren haller kanunda düzenlenmiş olup, bunun dışındaki durumlarda kişiler ölçüm yaptırmaktan kaçınabilir. Ancak birazdan anlatacağım üzere ölçümden kaçınmak serbest olsa da dolaylı yoldan yaptırıma tabi tutulmuştur.
Eğer yaralanmalı, ölümlü ya da kolluğun müdahale ettiği maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş ise, bu kazaya karışan kişilerin alkol muayenesi için rızası aranmaz, zorunlu olarak muayenesi yapılır. Kolluğun elinde bulunan teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen sürücüler, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır.
Sürücü kaza sonucu ölmüş ya da cihaza üfleyemeyecek kadar yaralanmış olması halinde ölçüm yapılabilmesi için yukarıdaki paragrafta açıklanan şekilde sağlık kuruluşu aracılığıyla vücudundan örnek alınır.
Alkolmetreye Üflememe Hakkı
Herhangi bir trafik kazası olmaksızın, yalnızca trafik kontrolünde ya da aracın gidişatından şüphelenip durduran kolluk görevlilerinin ölçüm yapma isteğine itiraz etmek, alkolmetreye üflememek mümkündür. Zira kişinin vücudundaki alkol oranının ölçülmesi sonucu elde edilecek veriler, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında özel nitelikli kişisel veri olarak kabul edilmelidir.
Ancak kanunda yapılan düzenleme ile kişilerin bu hakkı kullanmaları yaptırıma tabidir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen, yani alkolmetreye üflemeyen sürücülere idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır. Bu idari para cezası miktarı 2022 yılı için 5.224 TL olarak uygulanmaktadır.
Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeye yapılan itiraz üzerine yaptığı inceleme sonucunda, aşağıdaki gerekçeyle düzenlemenin Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir.
“İtiraz konusu kuralın trafikte etkin şekilde alkol ve uyuşturucu madde denetimi yapılması suretiyle toplum sağlığını ve düzenini tehdit eden trafik kazalarının önlenmesini sağlamak dolayısıyla kişilerin can ve mal güvenliğini ve kamu düzenini koruma amacıyla öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin anayasal sınırlar içinde kanun koyucunun takdirinde olduğu açıktır. Bu bağlamda kanun koyucu trafikte uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeme eyleminin trafik düzeni ve denetimi üzerinde meydana getireceği neticeleri dikkate alarak caydırıcı şekilde cezalandırılmasını benimsemiştir. Dolayısıyla kanun koyucunun takdir yetkisine dayanarak ve eylemin meydana getireceği neticeleri de dikkate alarak düzenlediği itiraz konusu kuralda hukuk devleti ilkesiyle çelişen yön yoktur.”
0.50 Promile Kadar Alkollü Araç Kullanmak Serbest
Kanunda yapılan düzenleme gereği, yapılan ölçüm sonucunda sürücüde 0.50 promilin üstünde alkol tespit edilmesi halinde ve bunların tekrarlanması halinde birtakım yaptırımlar düzenlenmiştir. Dolayısıyla yapılan ölçüm sonucunda 0.50 promil ve altında alkol tespit edilmesi halinde sürücülere bir yaptırım uygulanmayacaktır. Diğer bir deyişle 0.50 promile kadar alkollü araç kullanmak serbesttir.
Ancak belirtmek gerekir ki bu miktarlar otomobil kullanıcıları için geçerlidir. Otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından 0.20 promile kadar alkollü araç kullanmak serbesttir.
0.50 Promil Üstü Alkol Tespit Edilmesi Halinde Uygulanacak Yaptırımlar
Tespit sonucunda sürücüde 0.50 promil üstü alkol tespit edilmesi halinde, araç sürücüsünün ehliyetine 6 aylığına el konur ve sürücüye 1.823 TL para cezası kesilir.
Araç sürücüsünün araç üzerinde tekrar 0.50 promil üzerinde alkollü olduğunun tespiti halinde, alkollü olduğunun tespitinden geriye doğru 5 yıl içinde ikinci kez alkollü tespit edilmiş ise 2.286 TL idari para cezası uygulanarak ehliyetine 2 yıllığına el konur. Yine 5 yıl içinde üçüncü kez ve üçten fazla alkollü tespit edilmiş ise 3.674 TL idari para cezası uygulanarak ehliyetine 5 yıllığına el konur.
Burada belirtilen idari para cezası miktarları 2022 yılı için belirlenmiş miktarlar olup, her yıl yeniden değerlenmektedir.
Ayrıca bu kurallar kapsamında ehliyetlerine 2 yıl süreyle el konulan sürücüler, sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine; beş yıl süreyle geri alınan sürücüler ise psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar. Sürücülerin belgelerinin el konulma süresi sonunda iade edilebilmesi için bu eğitimlerin tamamlanması ve uygulanan idari para cezalarının tümünün ödenmesi zorunludur.
1.00 Promil Üstü Alkollü Araç Kullanarak Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
Karayolları Trafik Kanunu’nda, yapılan ölçüm sonucunda 1.00 promil üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrası hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde de bu husus “Yapılan tespit sonucunda 1,00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen ve 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre işlem yapılan sürücüler, haklarında ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine göre adli işlem yapılmak üzere mahalli zabıtaya teslim edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler doğrultusunda 1.00 promilin üzerinde tespit yapılması halinde, yukarıdaki paragrafta bahsettiğim yaptırımlarla birlikte, Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçundan işlem yapılacaktır.
Ayrıca yönetmeliğe göre 1.00 promilin altında alkollü olmasına rağmen, alkolün etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olduğu tutanakla tespit edilen sürücü, hakkında ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine göre adli işlem yapılmak üzere mahalli zabıtaya teslim edilir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu TCK’nın 179. maddesinde düzenlenmiştir.
(1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış
veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare
edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Görüleceği üzere TCK’nın 179. maddesinin 3. fıkrası, alkollü olması nedeniyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olan kişilerin 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını düzenlemiştir.
Maddenin ilk fıkrasında suçun oluşması için başkalarının hayatının, sağlığının veya malvarlığının tehlikeye düşmesi şartı aranmışsa da, 3. fıkrada düzenlenen alkollü araç kullanma halinde böyle bir şart yoktur. Bir sürücünün 1.00 promilin üzerinde alkollü iken araç kullanması halinde başkalarının hayatı, sağlığı ya da malvarlığı tehlikeye düşmemişse de, Alkollü Araç Kullanarak Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu oluşmuş sayılacaktır.
Bu husus Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.11.2020 tarihli 2017/916 Esas 2020/443 Karar sayılı kararında,
“Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, yapılan tespit sonucunda kandaki alkol miktarı 1,00 promilin üzerinde çıkan sürücüler hakkında TCK’nın 179. maddesinin 3. fıkrası hükümlerinin uygulanacağının hüküm altına alındığı ve bu maddeye göre sanığın 1,00 promilin üzerinde alkollü şekilde araç kullanmasının atılı suçun oluşması için yeterli olduğu dikkate alındığında, sanığa isnat edilen, alkolün etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanmak suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tüm yasal unsurları ile birlikte sabit olduğu kabul edilmelidir.”
şeklinde belirtilmiştir. Yargıtay’ın görüşüne göre kişinin 1.00 promilin üzerinde olması, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle 1.00 promilin üzerinde alkollü olanların araçları emniyetli kullanıp kullanamadığına bakılmayacak, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği kabul edilecektir.
Alkollü Araç Kullanarak Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Nedeniyle Hapse Girilir mi?
1.00 promilin üzerinde alkollü iken araç kullandığı tespit edilen sürücü 3 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası ile yargılanır. Dosya kapsamında yapılacak savunma, sunulacak deliller ve beyanlar ile sürücünün beraat kararı alması sağlanabileceği gibi, alkollü araç kullandığı net bir şekilde belirlenmiş ise alt sınırdan ceza alması ve bu cezanın adli para cezasına çevrilmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması sağlanabilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi halinde 5 yıllık denetim süresi uygulanır. 5 yıl süre boyunca başka kasti bir suç işlenmemesi halinde hüküm infaz edilmez, yani uygulanmaz.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrasında bu suçtan açılan soruşturma dosyalarında Seri Muhakeme Usulü uygulanmakta, dosya soruşturma aşamasında iken Cumhuriyet Savcısı tarafından belirlenen nihai cezada ekstra olarak 1/2 indirim yapılarak kişiye seri muhakeme usulü teklif edilmektedir. Kişinin bu teklifi kabul etmesi halinde hiç mahkeme aşamasına geçmeden dosya sonuçlanır. Kabul etmemesi halinde ise Cumhuriyet Savcısı iddianame hazırlayarak Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açar.
Böyle bir durumda kişi hakkında düzenlenen dosya profesyonel bir açıdan incelenmeli, bu teklif sonucunda oluşacak durumun kişinin lehine mi aleyhine mi olduğu değerlendirilmelidir. Cumhuriyet Savcısı tarafından yalnızca adli para cezasına çarptırılacağınız yönünde teklif sunulsa da, hakkınızda önceden verilmiş bir karar var ise bu adli para cezası hapse girmenize de yol açabilir. Bu nedenle profesyonel bir avukat desteği almanızı tavsiye ederiz.
Ölçüm Sonucunda Alkol Tespit Edilirse Araç Trafikten Men Edilir mi?
Kanun veya yönetmelikte sürücüsünün alkollü olduğu tespit edilmesi nedeniyle kullandığı aracın trafikten men edileceğine ilişkin hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. EGM Trafik Başkanlığı’nın web sitesinde aracın da trafikten men edileceği yönünde ibare kullanması hatalıdır.
Yapılan ölçümde yasal sınırların üzerinde alkol tespit edilmesi halinde aracı araçtaki diğer kişiler kullanabilir, başka kimse yoksa çağıracağınız biri aracı alabilir.
Zira Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçların trafikten men edilmesi veya muhafaza altına alınması ile sürücülerin araç sürmekten men edilmesi” başlıklı 125. maddesinin 15. fıkrasının g) bendine göre, “2918 sayılı Kanunun 36, 39, 48, 49 ve 118 inci maddeleri gereğince sürücülerin araç sürmekten men edilmesi halinde araç; sahibine, işletenine veya bu kişilerin uygun görmesi ile araç cinsi için geçerli sürücü belgesi olan bir başka sürücüye teslim edilir. Aksi halde araç ilgili kişi teslim alıncaya kadar muhafaza altına alınır.”
Alkolün etkisi altında araç kullanma yasağı da 2918 sayılı Kanun 48. maddesinde düzenlendiği için, yasal sınırın üzerinde alkol tespit edildiği için sürücüsü araç sürmekten men edilen araç, sahibine, işletenine veya bu kişilerin uygun görmesi ile araç cinsi için geçerli sürücü belgesi olan başka sürücüye teslim edilmelidir. Aksi halde araç ilgili kişi teslim alınıncaya kadar muhafaza altına alınacaktır. Diğer bir deyişle alkollü araç kullanan kişinin aracı trafikten men edilemez.
Ölçüm Sonucuna İtiraz Edilebilir mi?
Karayolları Trafik Kanununda, teknik cihaz ile yapılan alkol ölçümüne itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen sürücülerin, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınacağı düzenlenmiştir.
Dolayısıyla kanun, sürücünün üflediği alkolmetrede çıkan sonuca itiraz edebileceğini, itiraz etmesi halinde sağlık kuruluşuna götürülerek kan, tükürük ya da idrar örneği alınacağını düzenlemiştir.
Yönetmelikte ayrıca her bir saat geçtikçe ölçüm sonucunun 0,15 promil düşeceği ön kabulüyle bir düzenleme yapılmış, ölçüm sonucuna itiraz halinde sağlık kuruluşunda ölçüm yapılması halinde, ikinci ölçüme her saat için 0,15 promil eklenerek, ilk ölçümün doğru olup olmadığı hakkında değerlendirme yapılacağı düzenlenmiştir.
Dolayısıyla tabi tutulduğunuz bir trafik kontrolünde alkolmetreye üflediğinde çıkan sonucun doğru olmadığını düşünüyorsanız, kolluk görevlilere itirazınızı bildirerek bir sağlık kuruluşuna götürülerek alkol testi yaptırmak istediğinizi söyleyebilirsiniz. Kolluk tarafından götürülmemeniz halinde kendi imkanlarınızla en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna gidip alkol testi yaptırıp, çıkan sonuç ile hakkınızda verilen cezaya itiraz edebilirsiniz.
Av. Emre Yılmaz