Yaş Düzeltme Davası

Yaş Düzeltme Davası

3 Mayıs 2021 0 Yazar: Emre Yılmaz

Nüfus kayıtlarında kişilerin doğum tarihleri; nüfusa geç yazma, nüfusa erken yazma gibi nedenlerle yanlış tutulabilmekte, bunun sonucunda gerçek yaşını göstermeyen nüfus kaydı nedeniyle sorunlar yaşanabilmektedir. Bu gibi durumlarda Yaş Düzeltme Davası açılarak, bu sorunlar ortadan kaldırılabilmektedir.

Örneğin bazı mesleklere başvurmak için belli bir yaşın altında olmak gerekmektedir. Nüfus kayıtlarında yaş olarak gerçekte olduğundan daha büyük gözüken kişiler, gerçekte yaş şartını sağlamış olmalarına rağmen bu mesleklere başvuru yapamamaktadır. Bu durumlarda yaş küçültme davası açılabilecektir.

Davada Değerlendirilen Hususlar

Yaş düzeltilmesine ilişkin davalarda davacı kişi, gerçek doğum tarihine dair elinde bulunan resmi belgelere, tanık, fotoğraf ve diğer hukuka uygun her türlü delile başvurabilir. Ancak hakim gerçeği kendisi araştırır ve kendisine sunulan delillerle bağlı değildir. Bu kapsamda genel olarak, kişinin hukuki yararının bulunup bulunmadığı, doğumun hastane dışında olup olmadığı, kişinin dış görünüşünün iddia ettiği yaş ile uyumlu olup olmadığı, kişinin okula başladığı-askere gittiği tarihler, kişinin annesinin ve babasının doğum ve ölüm tarihleri, kişinin iddia ettiği tarihte ve o tarihe yakın tarihlerde doğmuş kardeşlerinin olup olmadığı, varsa annesinin iki kardeşin doğumu arasındaki süreçte tekrar hamile kalıp kalamayacağı gibi hususlar değerlendirilir.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda doğum tarihinin düzeltilmesi istenen kişinin kemik yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurulu raporu aldırılır ve kişinin talebiyle uyumlu olup olmadığı değerlendirilir. Ancak Yargıtay, 25 yaşın üzerindeki kişilerin kemik yaşı tespitinin tıbben tespitinin mümkün olmadığını değerlendirmektedir. Bu nedenle 25 yaşın üzerindeki kişi için alınacak sağlık kurulu raporu başkaca delillerle desteklenmelidir.

Kemik yaşı, kişinin sol eline çekilen bir film ile, kemik gelişiminin derecesi incelenerek, sağlı kurulu tarafından tespit edilir.

Mahkeme Kararına İtiraz

Davanın sonucunda, kişinin talep edilen yaşta olduğuna karar verilebileceği gibi, bu talep reddedilebilir de. Aynı zamanda bu dava kamu düzenini ilgilendiren bir dava olduğu için Hakim kişinin talebiyle sınırlı değildir. Kişinin kimlik yaşının yanlış olduğunu ancak talep ettiği yaşta olmadığını belirterek başka bir yaşta olduğuna da karar verebilir.

Dava sonucunda verilecek olan karara karşı iki hafta içerisinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna davacı kişinin başvurabileceği gibi, nüfus müdürlükleri de karara karşı istinaf yoluna başvurabilirler.

Kararın Uygulanması

Davanın sonucunda verilecek olan karar kesinleştiğinde, mahkeme tarafından o yerin ilçe nüfus müdürlüğüne gönderilir. Eğer kişi askerlik çağında ise, nüfus kaydında yapılacak olan değişiklik ilçe nüfus müdürlüğü tarafından askerlik şubesine bildirilir.

Yaşı Düzeltilecek Kişi Ergin ise Davayı Bizzat Açmalıdır

Yaş düzeltilmesi ile ilgili talepler, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu nedenle kural olarak yaşı düzeltilecek kişi tarafından bizzat kullanılmalıdır. Ancak kişinin kısıtlı ya da küçük olması hallerinde, vesayet ve velayet hükümleri gereği olarak temsilcileri dava açabilecektir.

Yaş düzeltilmesi davası avukatın profesyonel hizmeti ile açılacak ise, bu konuda avukata verilecek vekaletnamede özel olarak yetki verilmesi gerekmektedir. Teknik olarak incelikler içeren bu davayı açmak için, hak ve zaman kaybı yaşamamak adına bir avukattan profesyonel yardım almanızı tavsiye ederiz.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Yaş düzeltme davaları, başvuran kişinin yerleşim yeri (ikametgah) adresinin bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılır. Başka bir yerde ve/veya başka bir mahkemede açılması halinde, hâkimin re’sen yapacağı inceleme sonucunda yetkisizlik ve görevsizlik kararı ile karşılaşılabilir.

Önceden Dava Açılmış Olması Yeni Dava Açmaya Engel midir?

Çekişmesiz yargı işleri sonucunda verilen hükümler maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Sonrasında tekrar dava konusu olabilir. Yaş düzeltme davası da çekişmesiz yargı işidir. Bu nedenle önceden açılmış bir yaş düzeltme davası olsa da, sonradan tekrar bu konuda dava açılabilir.

Kanun, önceden verilen kararın karine teşkil ettiğini ifade etmektedir. Dolayısıyla sonradan açılan davada önceki kararın aksinin ispat edilmesi gerekmektedir.

Yaş Düzeltilmesinin Askerlik Yükümlülüğüne Etkisi

7179 sayılı Askeralma Kanunu’na göre askerlik çağı, nüfus kayıtlarına göre her erkeğin 20 yaşına girdiği yılın ocak ayının birinci gününden başlayan ve 41 yaşına girdiği yılın ocak ayının birinci gününde biten süreyi ifade eder. Aynı Kanunun 14. maddesine göre askerlik çağına girenlerin yoklaması, İçişleri Bakanlığı’nın elektronik kayıtlarına göre yapılır.

Askerlik çağına girmeden önce yaşları değişmiş olan kişilerin yoklamaları, yeni yaşlarına göre yapılır. Ancak askerlik çağına girdikten sonra kişinin kendi talebiyle yapılan yaş değişiklikleri, askerlik işlemlerinde dikkate alınmaz. Eğer yaş değişikliği, kişinin kendi talebi olmaksızın, mahkeme kararına istinaden resen yapılmışsa, yaş değişiklikleri yoklamada dikkate alınır.

Yaş Düzeltilmesinin Evlilik Şartlarına Etkisi

Türk Medeni Kanunu’na göre evlenmek için 18 yaşını doldurmuş olmak gereklidir. 17 yaşını doldurup velilerinin de evlenmeye yönelik izni olan küçükler de evlenebilirler. 16 yaşını dolduranlar ise, kanunun deyimiyle olağanüstü bir halin bulunması halinde evlenebilirler.

Yaş düzeltme davası sonucunda gerçek yaşı tespit edilen kişi, bu gerçek yaşına göre kurallara tabi olacaktır. Örneğin kimlikte 14 yaşında olan ancak gerçekte 18 yaşını doldurmuş olan bir kişi, yaş büyütme davası sonucunda gerçek yaşını tespit ettirerek evlenebilir.

Doğum Raporu Sunularak Dava Açılmadan Düzeltilebilir

Nüfus Hizmetler Kanunu’nun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 80. maddesine göre belgeye dayanarak yapılan kayıtların yanlış yapılması halinde maddi hata olduğu kabul edilir ve bu halde Nüfus Müdürlüğüne belgeyle birlikte başvuran kişilerin ilgili kayıtları düzeltilebilir.

Ancak nüfusa ilk bildirimin yapılması esnasında kişinin elinde resmi belge olmasına rağmen bildirimi beyan esasına göre yapmışsa ve kayıtlara da beyanda bildirildiği şekilde geçilmişse, bu kayıttaki yanlışlıklar maddi hata olarak kabul edilmez. Bu nedenle kişi sonradan Nüfus Müdürlüğüne resmi belge ibraz ederek düzeltme talep edemez. Bununla ilgili dava açılması gerekmektedir.

Cumhuriyet Savcısının Dava Açma Yetkisi

Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1-a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından açılabilir.

Buna göre yasal koşullar oluştuğunda Cumhuriyet savcılar, yaş düzeltme davalarını ve diğer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarını açabilirler.

Ancak ilgili resmî dairenin gösterdiği bir lüzum bulunmaması veya açılacak dava C. Savcısı tarafından yürütülmekte olan soruşturmaya etkili olmaması halinde Cumhuriyet savcısı kendiliğinden bu davayı açamaz.

Kişinin Doğumunun Hiç İşlenmemiş Olması Hali

Bazı hallerde kişilerin nüfusa hiç kayıt edilmemesi, kendisinden önce ölmüş olan kardeşlerinin nüfus kayıtlarını kullanmaları söz konusu olabilmektedir. Bu kişiler Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği’nde “saklı nüfus” olarak tanımlanmıştır. Saklı nüfus olan kişinin, anne ve babası ile ya da kardeşleri ile hısımlığını gösteren tıbbi rapor sunarak illerde Valiliklere, ilçelerde Kaymakamlıklara başvurarak aile kütüğüne tescil edilmeyi talep etmesi gerekir.

Bu kişiler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlıklarını da aile kütüğüne tescil edilmeleri halinde kazanırlar. Zira nüfusa kayıtlı olmadıkları için, kendilerine ait bir vatandaşlıkları da olmayacaktır.

Görüldüğü üzere, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, nüfus idaresine verilmiş bir idari görevdir. Bu nedenle kişinin doğumunun hiç işlenmemiş olması halinde idari başvurular yapılmalı, kabul edilmemesi halinde idari yargıya başvurularak idari dava açılmalıdır.

Av. Emre Yılmaz


Hukuki Danışmanlık Randevusu Talebinde Bulunmak İçin:
[email protected]